2 Aralık 2011 Cuma

KORNAmasyon

Yolda yürürken datlayan taksilere siz de uyuz olmuyor musunuz?..

Abicim nedir sizin derdiniz bir anlasam! Bak güzel kardeşim ben taksi arıyo olsam etrafıma bi bakınırım, aranırım taranırım, kısacası seni bulmaya yönelik fiili bir eylemde bulunurum, senin beni taciz etmene hiç gerek yok yani. Bir de böyle bi ısrar bi ısrar... Gelmiyorum işte arkadaşım nedir yani senin olayın..Bi de giderken uyuz olmuş bir ifadeyle bakmanız yok mu dik dik, sanki ben çağırmışım da binmekten vazgeçmişim bundan dolayı sana da surat yapma hakkı kazandırmışım gibi.

Hele o dolmuş şöförleri! Bayım sen durağa yaklaşırken korna çalmasan da ben senin geldiğini inan bana görebiliyorum, göz diye addedilen yuvarlakımsı bir organa sahibim ben. Tut ki gözlerim bozuk ve gelenin dolmuş* olduğunu seçemedim, korna çalmanı bu yüzden anladım diyelim; peki giderken niye çalıyorsun¿ Yoksa alttan alttan bak bu son şansın ben gidiyorum mu demeye çalışıyorsun nedir durum yani. Tam bu noktada birisi, senin gözelerin az da olsa görüyor, onlar görme engelliler için çalıyor diye bi iddiada bulnursa; allah yarattı demem demir çubukla kafa göz dalarım haberi olsun, çünkü sen de ben de biliyoruz ki kazın ayağı hiç de dediğin dediğin gibi değil.

Kırmızı ışıkta korna çalınca önündeki milyon tane "her çeşitten" aracın buhar olup uçacağını sanan akıl fakiri insansı türe ise akıl-mantık namına anlamlı bir kulp henüz bulabilmiş değilim; ama çalışmalar devam etmektedir!..

Yeter ulan basmayın artık şu kornalara yeni doğmuş bebeklerin öten oyuncak ayıcıkları gibi. Burhan Altİntop misali poffffffffffffff size... "ABK"

*Dolmuş kelimesi burada anlamsal olarak şöförün ta kendisi olarak kullanılmıştır, zira bu ülkede dolmuş şöförleri bizzat kendilerini aracın "kendisi" sanıyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder